TARİHÇESİ
Yıldırım Bayezid tarafından Bursa’nın doğusunda, aynı adlı tepe üzerine inşa ettirilen külliyenin merkezinde yer almaktadır. Yapımının başlangıç ve bitiş tarihleri ile mimarını belirleyen bir kitabesi bulunmamaktadır. 802 H. (1399) tarihli vakfiyesinden anlaşıldığı üzere, caminin bu tarihten birkaç yıl önce tamamlandığı tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklarda, Timur istilası nedeniyle inşaatın yarıda kaldığı ve muhtemelen Çelebi Mehmed döneminde tamamlandığı görüşü savunulur. Pencere kenarlarında kûfi hatla yazılı “Ali” isminin, Yıldırım Türbesi mimarı “Hüseyin bin Ali” ile herhangi bir ilişkisi yoktur.
Kesme taş cepheleri, özenli işçiliği, son cemaat yeri ve özellikle Dünyada Mimarlık literatürüne de girmiş olan Bursa kemerinin ilk kez bu camide kullanılmış olması ile dikkat çeker. Osmanlı mimarisine; titiz yapım teknikleri, Bursa kemerinin yaygınlaşması ve mukarnasların çeşitli formlarda uygulanması gibi yenilikler kazandırmıştır.
Bursa’daki Orhan Camii ile başlayan, Hüdavendigar Camii ve Yeşil Cami‘nde farklı varyasyonları görülen “kanatlı camiler” grubuna dahildir. 14. yüzyılın sonunda inşa ettirilmiştir. Camii ön kısmında Yıldırım Bayezid türbesi bulunmaktadır.
MİMARİSİ
Zaviyeli (Ters T) ya da tabhaneli olarak tanımlanan plan şemasına sahiptir. Kuzey-güney doğrultusunda iki büyük kubbe, doğu-batı yönünde küçük kubbeli yan eyvanlar ve bu eyvanların iki tarafında çapraz tonoz örtülü birer oda bulunmaktadır. Caminin içinden girişi olan kuzeydoğu ve kuzeybatıdaki odalar da çapraz tonozla örtülüdür.
Son Cemaat Yeri ve Cephe Özellikleri:
Mermeri andıran kesme taşla kaplı, gösterişli ve eşi bulunmayan son cemaat yeri, beş bölmeli Bursa kemerli bir yapıdır. Cephedeki ayaklar ve bunları birbirine bağlayan kemerler, kurşuni renkte kesme taştan yığma tekniğiyle inşa edilmiştir. Orta kemer diğerlerinden daha büyük ve sadedir; yan kemerler ise küçük ölçeklidir. Tüm kemerler silme kuşaklarla çevrelenmiş olup bölmeler kubbelerle örtülüdür. Orta kubbe, yan kubbelerden daha yüksektir ve küresel üçgenler (pendentif) üzerine oturur. Son cemaat yerinin alt sıra pencereleri demir parmaklıklı ve topuzludur. Pencere çevrelerinde kûfi hatla tekrarlanan “Ali” isimleri ile hadis-i şerif ve özlü sözlerden oluşan yazılar dikkat çeker.
Giriş ve Mihrap Bölümü:
Beyaz mermerden yapılan giriş eyvanı, iki yanında nişler ve Bursa kemerli bir kapıya sahiptir. Kapı kemeri, beyaz ve siyah taşların alternatif dizilimiyle oluşturulmuştur. Renkli taş bordürle çevrili dikdörtgen kitabe yeri boş bırakılmıştır. Köşeleri kum saati formlu geniş silmeli bir çerçeve içine alınmıştır. Yan ayaklarda yedi sıra mukarnaslı beş köşeli nişler bulunur. Girişin iki yanında, süslü kubbeciklerle örtülü küçük odalar yer alır.
Orta kubbe, köşelerde düz tromplarla sekizgen bir kasnağa oturur. Koyu renkli kesme taş kaplamalı duvarlar, sert ve minimalist bir etki yaratır. Orta hacim ile eyvanlar arasında zemin kotu farklıdır. Orta kubbeden mihrap önü kubbesine uzanan mermer Bursa kemeri, on iki sıra mukarnaslı konsollara oturarak iki mekânı birbirine bağlar.
Mihrap eyvanı, prizmatik üçgenler (bademler) üzerine oturan bir kubbe ile örtülüdür. Duvarlar, dört altlık ve altı üstlük pencereyle aydınlatılmıştır. Yedi sıra mukarnaslı kavsarası olan mihrap, sonradan yapılan koyu renkli badana ile özgün detaylarını kısmen kaybetmiştir. Dış köşelerde, kaideleri ve başlıkları mukarnaslı renkli mermer sütunlar bulunur. Mihrabın en üst kısmında taç motifi yer alır.
Yan Eyvanlar ve Odalar:
Orta sahına açılan doğu ve batı eyvanlarının zemini daha yüksektir. Köşelerdeki sekizgen kasnak üzerine oturan kubbe, eşit bingilerle desteklenmiştir. Bu eyvanların güneyindeki çapraz tonozlu odalarda, alçı süslemeli ocaklar ve hücrelerle birlikte geometrik motifler arasına serpiştirilmiş firuze renkli çiniler dikkat çeker. Alt sıra pencerelerde ve son cemaat yeri mihraplarında da çini izlerine rastlanır.
Kuzeydeki odalar dikdörtgen planlı olup çapraz tonozla örtülüdür. Tonoz kasnağında sekiz sağır pencere ve altta son cemaat yerine açılan büyük bir pencere bulunur. Giriş üzerindeki hünkâr mahfili, dar ve karanlık bir mekân olup merdivenlerin başlangıcı belirsizdir. Minarelerin birçoğu zaman içinde yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir.
Dış Cephe ve Genel İzlenim:
Dış cepheler yeknesak bir görünüm sergiler. Duvar üstlerindeki küçük pencereler yetersiz aydınlatma sağlamakta, bu da yapıya hareketsiz bir karakter kazandırmaktadır. Cepheler, silindirik saçak silmesi ile son bulur.
KONUMU
KAYNAK
TÜRKİYEDE VAKIF ABİDELER VE ESKİ ESERLER III.cilt