Eyüp Sultan Camii Külliyesi

Eyüp Sultan Camii Külliyesi, ismini Emevilerin Konstantinopolis kuşatmasına katılan ve burada şehit düşen Ebu Eyüp el-Ensari‘den almaktadır. Fatih Sultan Mehmet‘in hocası Akşemsettin, bu mübarek zatın medfun olduğu yeri keşfettikten sonra, ilk olarak bir türbe inşa edilerek işe başlanmıştır. Daha sonra çeşitli yapıların eklenmesiyle bir külliye oluşturulmuştur.

Külliye, merkezinde bir cami, türbe, medrese ve çifte hamamdan oluşmaktadır. Cami, 1459 yılında inşa edilmeye başlanmış olup, zamanla Osmanlı padişahlarının eklemeleriyle genişletilmiştir. Külliye, zaman içerisinde yapılan çeşitli restorasyonlar sonucunda büyük ölçüde özgünlüğünü kaybetmiştir. 1766 depreminde büyük yıkıma uğrayan cami, III. Selim tarafından 1798’de yeniden yaptırılmış ve 24 Ekim 1800’de ibadete açılmıştır.

Eyüp Sultan Camii girişindeki kitabe

Sürekli muzaffer olan, Mustafa’nın oğlu Sultan Selim Han.

Allah’ın emrine boyun eğmiş ve O’nun gölgesi altında olan kişi,
Dünyaya hükmedenler arasında başı dik olan, zamanın hükümdarıdır.

Yüksek talihli Sultan Selim Han, nurlu şanın direğidir,
Adalet çağrısını yükselterek her tarafta ezanı duyurmuştur.

Seçkin hükümdarlar ve yüce padişahların kıblesidir,
Yesrib (Medine) ve Batıha (Mekke), Allah’ın mülkünün süsleridir.

Dünyanın seçkinidir, saltanat sahibi olanın yurdudur,
O seçkin sahabeler için sessiz bir barınak olmuştur.

Özellikle gönülleri cezbeden bu yer, Ebu Eyyub El-Ensari’ye aittir,
Nurlu olan Halid ibn Zeyd El-Ensari’nin türbesidir.

O, Resulullah’ın sancağını çeken ve âlemlerin sultanıdır,
Onun yurdunda, iki dünyanın şâhı misafir olmuştur.

Bu yüzden temiz evi, yüksek arşın ötesinde yer almıştır,
O yüce türbe de öyledir; bu şekilde anlayın bunu.

O mezar, feyz ve sırların nurlarının tecelligâhıdır,
O türbenin kapısında duranlar, şüphesiz kutuplardır.

TAMİR KİTABESİ

Sultan Mehmed Han, Kostantiniyye’yi fethettiğinde,
Sekiz yüz elli yediydi yıl ve zaman.

O zaman Akşemseddin, Ebu Eyyub’un kabrini buldu,
Bu yerde kerametle, gün gibi açığa çıkardı.

Fetihten altı yıl sonra o şehir fatihi,
Mezarının yanına bu camiyi yaptırdı.

Zamanla kuvvetli bir yıkıma uğradı,
Bu zamanda niyet etti dört köşesini onarmaya.

Sütunlar ayakta duramaz oldu, yukarıdaki yükü taşıyamadı,
Kubbesi eğildi, her yanı zayıflıkla doldu.

Caminin sıraları tamamen secdeye eğilmiş gibiydi,
Selam duruşunda durmuş, her şeyi dağılmak üzereydi.

Âlemin padişahı bu camiyi temelden yıktı,
Ve yeni bir temel üzerine yeniden inşa etti.

Caminin içini ve çevresini genişletti,
Allah rızası için bolca mal harcadı.

İlahi, o zamanın hükümdarının amel defterini,
Sevaplarla doldur, onu zaferle mutlu et ve sevindir.

Namaz kılanlar bu tarihi okusunlar,
Sultan Selim Han, Eyyub Sultan’da yüce bir mabet yaptı.

Mimarisi

Cami, Uzun Hasan Ağa’nın başında bulunduğu bir ekip tarafından küfeki taşından yaptırılmıştır. Caminin dış avlusuna iki kapıyla girilmektedir. Dış avluda üç pencereli bir sebil bulunmaktadır. Bayram ve özel günlerde bu sebilden şerbet akıtıldığı için bu yapıya “şerbethane” denmiştir. İç avlu, 12 sütun üzerine oturan 13 kubbeli revakla çevrelenmiştir. Dikdörtgen bir plan üzerine inşa edilen caminin mihrabı çıkıntılıdır. 26×11 metre ölçülerine sahip harim, 17,50 metre çapında bir ana kubbe ve yanlarında 18 yarım kubbeli bir revak ile örtülüdür. Mermer minberli caminin, mihrap tarafı haricinde üç tarafı galerilidir. Cami, iki şerefeli iki minareye sahiptir. Külliyedeki hamam, günümüze ulaşabilen en eski Osmanlı hamamıdır. Medrese ve imaret ise günümüze ulaşamamıştır.

Külliyenin en önemli yapısı olan türbe, küfeki taşından yapılmış, sekiz köşeli ve tek kubbeli bir yapıdır.

Konumu

Kaynak: ottomaninscriptions.com

Yorum yapın

Paylaş
Paylaş