Muradiye Medresesi, Sultan II. Murad tarafından 1425-1426 yılları arasında yaptırılan Muradiye Külliyesi’ni oluşturan yapılar topluluğunun önemli bir parçasıdır. Külliye bütünü içinde medreseden başka cami, hamam,
imaret, sibyan mektebi ve türbeler bulunmaktadır. Türk İslam coğrafyasında dönemin önemli eğitim kurumlarından birisi olarak anılan medresede, yüzyıllar boyunca pek çok ünlü bilim adamı ders vermiş, ilim adamı yetişmiştir.
Yapının tespit edilen ilk tamiri 1603’te gerçekleşmiş ve bu onarım sırasında ana eyvanın üzerine yeni bir gölgelik yapılmıştır. 1623’te cami ile birlikte yeniden tamire alınan medresenin, en büyük onarımı 1844’te olmuştur. 1855’te yaşanan büyük Bursa depreminde de medrese hasar görmüştür. Cumhuriyet sonrasında ise ilk önemli müdahale 1951 yılında gerçekleşmiş ve bu onarımdan sonra uzun yıllar sağlık hizmetlerinde
kullanılmıştır.
Mimarisi
Medrese yapısı revaklı, açık avlulu ve tek eyvanlı Osmanlı erken dönem medrese plan tipine sahiptir. Caminin 40 m. batısında, cami ile aynı doğrultuda inşa ettirilen bina, plan özellikleri bakımından Selçuklu izlerini de taşımaktadır. 17×17 m. kare bir avlu etrafında sıralanmış, on dört öğrenci hücresi ile iki ara, bir büyük eyvandan oluşan yapı, güney cephesinde yer alan ana eyvanı dışında dikdörtgen şeklinde bir görünüme sahiptir. Üzeri kubbe ile örtülü ana eyvanının duvarlarının büyük kısmı firuze ve lacivert çinilerle kaplanmıştır. Binanın yapımında moloz taş, kesme taş, mermer, tuğla, ahşap ve devşirme malzeme birlikte kullanılmıştır.
2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen “Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu” miras alanı içinde yer alan Muradiye Külliyesi ve Medresesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kapsamlı bir restorasyona alınmış (2012-2017) ve hazırlıkları tamamlanarak Ocak 2019 yılı itibariyle “Muradiye El Yazmaları Müzesi” olarak ziyarete açılmıştır.