Celvetiyye tarikatının kurucusu, mutasavvıf ve şair olan Aziz Mahmud Hüdâyi 1541 yılında Şereflikoçhisar’da doğmuştur. İstanbul’da Küçük Ayasofya Medresesi’nde ders görmüş, sonraki yıllarda Hocası Nâzırzâde Edirne Selimiye Medresesi’ne müderris, Mısır ve Şam’a kadı tayin edildiği yıllarda Hüdâyî’yi yanından ayırmadı. Hüdâyî Mısır’da hocasıyla beraber bulunduğu sıralarda Halvetiyye tarikatının Demirtaşiyye kolundan Kerîmüddin el-Halvetî’den “usûl-i esmâ” terbiyesi gördü. 1573’te Mısır’dan dönüşünde Bursa Ferhadiye Medresesi’ne müderris ve Cami-i Atik Mahkemesi’ne Kadı tayin edilmiştir. Hocası Nâzırzâde ise Bursa mevleviyetine getirildi. Bursa’ya gelişinin üçüncü yılında hocası vefat etti.
Talebelik ve muîdlik yıllarından beri tasavvuf çevresiyle yakın teması bulunan Hüdâyî, hocasının ölümünün üzerinde bıraktığı derin tesir sebebiyle resmî görevlerinden ayrılarak daha önce vaaz ve sohbetlerine katıldığı Muhyiddin Üftâde’ye intisap etti. Üç yıl gibi kısa bir zamanda seyrüsülûkünü tamamladı. Şeyh Üftâde kendisini memleketi Sivrihisar’a halife tayin etti. Burada ancak altı ay kadar kalabilen Hüdâyî, şeyhi Üftâde’yi ziyaret etmek için tekrar Bursa’ya döndü. Fakat bu arada şeyhi vefat edince Rumeli’ye gitti.
Trakya ve Balkanlar’da bir süre kaldıktan sonra İstanbul’a geldi. Küçük Ayasofya Camii Tekkesi’nde sekiz yıl şeyhlik makamında bulunan Aziz Mahmud Hüdayi, bir dönem de Fatih Camii’nde vaizlik görevini sürdürmüştür, tefsir ve hadis okuttu. Daha sonra Üsküdar’da Hüdâyî Dergâhı’nın bulunduğu yeri 1589 yılında satın aldı. Dergâhın inşaatıyla daha yakından ilgilenmek için ikametgâhını Rum Mehmed Paşa Camii civarına nakletti. 1595’te dergâhın inşaatı tamamlandı. 1599 yılında Fâtih Camii vâizliğini bırakarak Üsküdar Mihrimah Sultan (İskele) Camii’nde perşembe günleri vaaz vermeye başladı.
Üç padişahın ilgisine mazhar olan Aziz Mahmud Hüdayi Sultan Ahmed Camii’nin de ilk hutbesini okumuştur. Yazdığı 30 kaciar eseriyle dönemini etkileyen Aziz Mahmud Hüdâyi, 1628 yılında Istanbul’da vefat etmiştir. Vefatının üzerine kendi adını taşıyan külliyeye defnedilmiş ve akabinde bir türbe yapılmıştır.
Türbe; girişinde sonradan camekanla kapatılmış bir bölüm, bu bölümden geçilerek ulaşılan su kuyusunun bulunduğu ara hol ile asıl türbe mekanından oluşmaktadır. Türbe dikdörtgen planlı olup, 4 mermer sütuna oturan ve içeriden Celveti tacının tepeliği gibi on us dilime ayrılmış ahşap bir kubbe ile örtülüdür. Bu kubbenin altında Aziz Mahmud Hüdayi’nin yaldızlı demir şebekelerie kuşatılmış olan ahşap sandukası yer alır. Türbenin kubbesi, kubbe geçiş öğeleri, pencere araları ve duvar yüzeyleri kalem işiyle süslenmiştir. Türbede Aziz Mahmud Hüdâyi, çocukları ve torunlarına ait 11 sanduka bulunmaktadır.
Aziz Mahmud Hüdayi Hz. Eserleri
Arapça Eserleri
- Ahvâlu‟n-Nebiyyi‟l-Muhtâr aleyhi Salevâtullahi‟l-Meliki‟l-Cebbâr
- Câmiu‟l-fazâil ve kâmiu‟r-rezâil
- El-Es‟ile ve‟l-ecvibe fi ahvâli‟l-mevtâ
- Fethu‟l-bâb ve refu‟l-hıcâb
- El-Fethu‟l-ilâhî
- Habbetu‟l-mahabbe
- Hâşiye Kuhistânî fî Şerh-ı fıkh-ı Keydânî
- Hayâtü‟l-ervâh ve necâtü‟l-eşbâh
- Hulâsatü‟l-ahbâr fî ahvâli‟n-Nebiyyi‟l-Muhtâr
- Keşfu‟l-kınâ an-vechi‟s-semâ
- El-Mecâlisu‟l-va‟zıyye
- Mecmûa-i Hutab
- Merâtibu‟s-sülûk
- Miftâhu‟s-salâh ve mirkâtü‟n-necâh
- Nefâisü‟l-mecâlis
- Şemailu’n-nübüvveti’l-Ahmediyyet’il-Muhammediyye
- Et-Tarîkatü‟l-Muhammediyye vesîle ilâ‟s-seâdeti‟s-sermediyye
- Tecelliyât
- Vâkıât
Türkçe Eserleri
- Divân (-ı Ġlâhiyyât)
- Ecvibe-i Mutasavvifâne
- Mirâciye
- Nasâyıh ve Mevâız
- Necâtü‟l-ğarîk fi‟l-cem‟i ve‟t-tefrîk
- Tarîkatnâme
- Nasîhatü‟l-mülûk li-husni‟s-sülûk
- Akâid Manzûmesi
- Tevhid Risalesi
İki cihân sultânının
Doğduğu ay geldi yine
İlm u meârif kânının
Doğduğu ay geldi yine
Gelsün şefâat isteyen
Bulsun safâ anı seven
Ol sâhib-i hulk-i hasen
Doğduğu ay geldi yine
Bedr-i dücâ şems-i duhâ
Verd-i gülistân-ı Hudâ
Hakk’ın habîbi Mustafâ
Doğduğu ay geldi yine
Bir âşık u sâdık kanı
Râhat bula cân u teni
Sırr-ı hakîkat mahzeni
Doğduğu ay geldi yine
Anı Hüdâyî kim sever
Matlûba bulmuştur zafer
Fahr-ı cihân Hayru’l-beşer
Doğduğu ay geldi yine
Şeyh Aziz Mahmud Hüdâyî Efendi (K.S.)
Konumu
kaynak:
Hüdayi Vakfı
İslam Ansiklopedisi