Merkez Efendi Türbesi

Merkez Efendi Camisi içerisinde bulunan türbe, Merkez Efendi’nin 1551/52 yılında ölümünden sonra yaptırılmıştır. İlk hali bilinmeyen türbe. Sultan II. Mahmud Han döneminde Ampir üslupta tekrar inşa edilmiştir. Bu dönemde türbenin kuzeyine bazı şeyhlere ait sandukaların yer aldığı dikdörtgen planlı bir bölüm eklenmiş, böylece buradaki duvar kaldırılmıştır.

Merkez Efendi Kimdir?

Asıl adı Musa, künyesi Ebü’t Taki, lakabı ise Merkez Muslihuddin’ dir Merkez Efendi veya Merkez Halife Olarak tanınmaktadır. İlköğrenimini Denizli’de tamamladıktan sonra 1478’te Bursa’ya giderek devrin en önemli alimlerinden biri olan Mufti Ahmed Pasa’dan (Hızır Beyzade) ders almıştır. On beş yıl süren bir tahsilin ardından icazet alıp, 1493 yılında İstanbul’a gitmiştir Tıp, Tefsir, Hadis ve Fıkıh öğrenimi gördükten sonra, Ayasofya Camii’nde vaazlar vermiştir. Bu dönemde Fatih’te tekkesi bulunan Mirza Baba intisap edip müderrislik yapıp, onun kızı ile evlenmiştir. Daha sonra gördüğü bir rüya üzerine Sünbül Efendi’nin dergahına giderek ona intisap etti ve kendisine Sunbül Efendi tarafından Merkez lakabı verildi. Şeyhten hilafet alması üzerine önce Aksaray’da bulunan Kovacı Dede (Sevindik Dede) Teknesi’nde irşad faaliyetleri yürütürken, Kanuni Sultan Süleyman Han’ın annesi Hafsa Sultan’ın Manisa’da yaptırdığı külliyedeki hankah için Sünbül Efendi’den bir şeyh istemesi üzerine buraya gönderildi. Bazı çalışmalarda Merkez Efendi’nin Manisa Sultan Cami Medresesi’nin başhekimliğini yaptığı ve Hafsa Sultan’ın nedeni anlaşılamayan bir hastalığa yakalandığı sırada 41 çeşit baharatın karışımından oluşan bir macun yaparak Sultan’ın sağlığına kavuşmasını sağladığı belirtilir. Mesir Macunu ismiyle günümüze kadar gelen bu şifalı karışım, Hafsa Sultan’ın isteği üzerine her yıl nevruz haftasında Sultan Camii’nden halka saçılır. Bu gelenek günümüze kadar devam etmektedir. Kanuni Sultan Süleyman Han ile Manisa’dan süregelen bir dostlukları bulunmakta. Sultan’ın ondan söz ederken “bizim Merkez” dediği nakledilir. Merkez Efendi.

Sünbül Efendi’nin 1529 yılında vefatı üzerine Istanbul’a gelerek bu dergaha şeyh olarak seçilmiştir. Ölüm tarihi olan 1551/52 yılına kadar bu görevi ifa eden şeyh. 1514 yılında temelleri atılan Zeytinburnu ilçesi, Merkez Efendi Camisi içerisinde bulunan dergahında defnedilmiştir.

Mimari

Kaldırılan duvarın işlevini geçişi sağlayan kemerler sağlamıştır. Kırma çatılı ek bölüm ve kubbeli kare planlı olan yapının batı cephesi mermer kaplı olup bu cepheye yuvarlak kemer içerisinde madeni şebekeli üç büyük pencere açılarak iç mekanın aydınlatılması sağlanmıştır. Türbenin girişi yüksek dikdörtgen ve yuvarlak pencereli ahşap kısımlı kuzey cephedendir. Dört ahşap sütunla geçilen esas türbe iç kısmı, bağdadi sıvalı olup dışardan kubbe ile çevrilidir. Merkez Efendi’nin sandukasının bulunduğu kısımdaki kubbe ise gökyüzünü andıran yıldızlı şekillerle müzeyyendir

Konumu

Yorum yapın

Paylaş
Paylaş