900 adımda 900 yıllık Anadolu Türk mimari mirasının tamamının görülebildiği Sulusokağın içinde; câmi, şehir hanı, medrese, türbe, hamam, bedesten, çeşme gibi birbirinden güzel yapıların arasında kendini gizlemiş barok tarzda inşa edilmiş bir sivil mimarlık örneğidir…
İçine girilmeden barındırdığı güzellik asla algılanamayan mütevazi bir mekandır. Evin içine girdiğinizde hem süslemelerdeki güzellikler hem de onca güzelliğin bu denli küçük bir eve ustalıkla uygulanışı ziyaretçileri hayrete düşürür.
Cephesi 18, yüzyıldan kalma Paşa Hanının duvarlarına bakan ev mahzen hariç iki katlı ahşap çatkılı kerpiç dolgulu ve tatlı kireç sıvalıdır.
Daracık sokaktan çift kanatlı kapı ile alt kat sofaya girilmektedir. Her iki katta da odalar sofanın sol yanına ikişerli olarak yerleştirilmiştir. Sofanın doğusundaki tek kanatlı kapı ile bahçeye batısındaki merdivenle üst kata çıkılmaktadır. Her iki katta da bahçeye bakan odalar muhtemelen mahremiyet sebebiyle sokağa bakan odalara nazaran çok daha özenli bir şekilde; dolaplar, oyma tavanlar, malakari alçı şömine ve lambalıklarla bezenmiştir. Ahşap dolaplar arasına ustalıkla gizlenmiş mavzerlik geleneksel Türk konut mimarisinde nadirattandır. Kendi gibi mütevazı lakin bir o kadarda fonksiyonel bahçesinde Tokat su kültürünün özelliklerini yansıtan şadırvan ve çeşme bulunmaktadır.
Tüm bu anla anlar yanında geleneksel konut mimarimize oranla daha küçük oluşu bu denli ihtişamlı süslemeleri ve dönemin ticari merkezine yakınlığı (sehir hanlari bedesten) geçmişte Tokat ziyaret eden Avrupalı seyyahların övgüyle bahsettiği Tokat’a has yolcu ve tacirlere özel kiralık
odaların ( günümüz butik otellerinin ilk örnekleri) 19,yy da devam eden bir benzer işlevselliğinin olabileceğini düşündürmektedir.